Doğanbey Kooperatifi’nden Tuncay Topuz ile Görüşmeden Notlar

BÜKOOP’taki üreticilerimizden Doğanbey Kooperatifini daha iyi tanıyabilmek için kooperatif kurucularından Tuncay Topuz ile kısa bir görüşme yaptık. Bize kooperatifin kuruluşunu, aldıkları destekleri, üretim süreçlerini kısaca anlattı.

Kooperatif 2005 yılında görüşmeyi yaptığım Tuncay Topuz ve arkadaşları tarafından kurulmuş. Kurucuların hepsinin çiftçilik belgesi var, ancak kimisi üreticiymiş kimisi ise bölgede toprağı olan ve belediyede çalışan kişilermiş.

Kooperatifin 22 ortağı var.  Ortakların hepsi üretici değilmiş (ama çiftçilik belgesi olmadan da ortak olunamıyormuş.) Sayıca az olsa da, kooperatifin kadın ve genç ortakları da varmış. Tuncay Bey kooperatifin ortak sayısını düşük tutmak istediklerini, işlerini hızlı ve düzgün yapmak için çok kalabalık olmamayı tercih ettiklerini söyledi. Hatta, bu az sayılı ortaklı yapıyla karar alma süreçlerinin kısaldığını, daha kaliteli üretim yapabildiklerini, beraber iyi çalışabilecekleri, (güvendikleri) kişileri kooperatife kabul ettiklerini söyledi.

Kooperatifin kuruluş sürecine dair Tuncay Bey şunları anlattı; Seferihisar Belediyesiyle beraber kurulmuş kooperatif. Belediyenin kooperatif payının da yüksek olduğunu söyledi Tuncay Bey.  Kooperatifin kurucuları içinde Tunç Soyer de yer almış. Kuruluştan sonraki on yıllık süreçte belediyenin kooperatife çok destek olduğunu söyledi Tuncay Bey. (yakıtı, mesai ücretini ödemek koşuluyla) belediyenin sahip olduğu araçlardan ve belediye çalışanlarının emeğinden yararlanabildiklerini aktardı.

Kooperatifin eskiden satış yaptığı Seferi Bakkal isimli bir dükkanı da varmış. Ancak orayı işletmek zorlaşınca belediyeye devretmişler ve online satış platformuna dönüştürmüşler. Şu anda ürettikleri ürünlerin bir kısmını belediyeye gönderiyorlarmış ve belediye de bu online platform aracılığıyla satış yapıyormuş. Ek olarak, belediyenin dükkanlarında kooperatife ait mandalina kurusu, domates kurusu, zeytinyağı ve kuru üzüm gibi ürünler de satılıyormuş.

Kooperatif bizden başka tüketim kooperatiflerine ürün yollamıyormuş. Ama bizi çok seviyorlarmış. (Daha önce Migros Center’a ürün verdiklerinden, kaliteli şişelerdeki hediyelik yağlardan dolayı çok zarar ettiklerinden ve Migros’un onları sıkıntıya soktuğundan bahsetti. Bizimle hiç sorun yaşamamışlar.)

Kooperatifin yaşadığı zorlukları sorduğumuzda Tuncay Bey az kişi oldukları için çok fazla zorluk yaşamadıklarını, ürünlerini rahatlıkla pazarlayabildiklerini-%50 devlet hibesiyle finanse ettikleri soğuk hava depoları sayesinde- pazarlayamadıkları ürünleri stoklayabildiklerini söyledi. Tekrar, büyük bir kooperatif olmak istemediklerini, sadece faydalı olacak üreticilerle çalışmak istediklerini; çok üretim yapıp çok satmaktan ziyade kaliteli ürün üretmek istediklerini söyledi.

Ürünlerinde tarım ilacı kullanmadıklarını ve hatta tarım ilacı kullanan üreticilerden ürün de almadıklarını söyledi. “Mandalina ilaç kullanılmayan bir ürün. Zeytinyağları organik. Her üreticinin ürününü de almayız, belediyenin açtığı ihalelere girip belediyenin mandalina bahçelerinde üretilen mandalinaları alıyoruz. Orayı bilip güvendiğimiz için alıyoruz.  Valilik ve İzmir belediyesinin kiraladığı jeotermal enerji tesisinde kurutuyoruz mandalinaları. Hiç kimyasal kullanılmamış oluyor.”

Zeytinyağları ve mandalina için en büyük zararlılar zeytin sineği ile Akdeniz meyve sineğiymiş. Bunlar içinse çözüm tuzaklar kurmakmış. İlaç kullanmadan bu sineklerle baş edilebiliyormuş.  Zeytinler toplanıp, ağaçlar budandıktan sonra “bordo bulamacı” (yüzde elli bakır diye bilinirmiş) ile mantarlarla mücadele edilirmiş.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir