Üretici: Gündönümü Çiftliği
Gündönümü Çiftliği, Silivri’de Değirmenköy yakınlarında bir süt üretim çiftliği. Aysun Sökmen ve eşi Mehmet Sökmen kentten kıra göçmüş bir çift. 12 yıl önce kentteki yaşamlarına alternatif bir yaşam ve üretim tarzı yaratmak şevkiyle kolları sıvamışlar. 12 yılda yavaş yavaş çiftliklerini inşa etmişler -çiftlikte inşaat hala devam ediyor- , inek sürülerini büyütmüşler, hatalardan dersler çıkarmayı ve teknolojiden yararlanmayı öğrenmişler. Bugün 178 inekleri var, yeni doğumlarla sürüleri her geçen gün büyüyor. Çiftlikte zaman zaman Tatuta (açılımı Tarım-Turizm-Takas. Buğday derneğinin kurduğu çiftliklerde gönüllü olarak çalışarak deneyimleme fırsatı yaratan bir ağ) gönüllüleri çalışıyor. Çiftliği ziyaret ettiğimizde iki Amerikalı ve bir Alman gönüllü Aysun Hanım’la birlikte bizi karşıladı. Bir aylığına gelmişler. Dört aydır oradalarmış.
Çiftlik 35 dönüm üstüne kurulu. Bunun dışında kiralayarak ekip biçtikleri 200 dönüm arazi var. Bir çiftlik evi, açık ve kapalı ahırlar, sağımhane, yemlerin hazırlandığı samanlık ve meradan oluşuyor. Yeni doğan buzağıları daha steril şartlarda tuttukları minik kulübeler var. Buzağılar o kadar sevimli ki Aysun Hanım’ın ‘kızlarına’ neden bu kadar düşkün olduğunu anlamamak mümkün değil. Genel olarak çiftlikte kadın hakimiyetinden söz edebiliriz. Erkek buzağılar satılıyor, dişi buzağılar yeterince büyüdüklerinde diğer ‘kızların’ yanına alınıyor. İnekler hazır alınan boğa spermlerinin enjekte edilmesiyle gebe bırakılıyor. Bu spermler hem iyi genetik özellikler taşıyan hem de ineklerin süt verimliliği, meme yapılarının sağlıklılığı gibi kimi kriterleri koruyabileceklerden seçiliyor.
Gündönümü Çiftliği süt verimliliği kadar ineklerin mutlu ve sağlıklı olması üzerine kurulmuş. Mottoları ‘Sağlıklı inekten temiz süt’. Sürüleri İstanbul’da üst üste yedi yıl boyunca hastalıktan ari ırk sertifikası almış tek çiftlik. Sütleri o kadar temiz ki, Aysun ağzını musluğa dayayıp günde 1 litre çiğ süt içtiğini söylüyor. Bir ineğin açık havada yaşayabilmesi için 4 dönüme ihtiyacı var. Ayrıca ineklerin doğadan bulaşıcı hastalık (verem, şap vs) kapma olasılıkları var. Dolayısıyla Gündönümü’nün yetişkin inekleri araziye çıkmıyor.
İneklerin menüsünde iki çeşit gıda var: işlenen arazilerden elde edilen taze ot, yonca ve fiğ balyalanıp saklanıyor ya da hazır saman balyaları satın alınıyor. Bu ot, üreticiden alınan tane mısır, arpa, soya küspesi, mısır silajı vs gibi yem malzemeleriyle karıştırılıyor. Hangi ineğin hangi karışımı yiyeceği, ineğin sağımlık, gebe olup olmadığına ve yaşına göre değişiyor. Kesinlikle yem fabrikasından yem alınmıyor. Alınan yem malzemeleri içinde GDO barındıran tek ürün muhtemelen soya. Mısır üreticisi ürününün doğal olduğunu söylüyor. Bunun dışındakiler tamamen temiz yem.
İneklerin sütünü kontrol etmek için geçen yıl bir analiz cihazı satın almışlar. Menüyü ayarlarken ineklerin sağlığında ve sütünde ne tür etki yaratmak istediklerini biliyorlar. Bu etkinin elde edildiğinin bir sağlaması olarak sütü analiz ediyorlar. Böylece alıcının olası şikayetlerini de değerlendirme ya da bertaraf etme şansları oluyor. Sağlıklı süt çok hafif asidik. Soğuk zincir kırılmadıkça birkaç gün sütün pH’ı pek değişmiyor. İçinde bakteriler üredikçe sütün pH’ı düşüyor ve asitleniyor. İneklerin bileklerinde adım sayaçları var. Bir gün içinde attığı adım sayısına bakarak bir ineğin kızışmaya başladığı zamanı anlayabiliyor, buna göre onu dölleyebiliyor, diyetini değiştirebiliyorlar.
Çiftlikte üç çeşit inek var. Hiçbiri yerli değil. Holstein inekleri siyah beyaz. Doğururken çok nazlanıyorlar ve çok kızışamıyorlar. Süt üretmek için tasarlanmışlar. Sarı-boz renkliler üremek, doğurmak için daha iştahlılar. Bir de bu iki ırkın kırması inekler var. Yine sarı-boz renkliler ama kafaları beyaz.
Süt sağımı günde iki defa sabah altı ve akşam altıda sağımhanede gerçekleşiyor. Sağımhaneye teker teker alınan ineklerin memesi dezenfekte ediliyor, sütler makine ile sağılarak hava değmeden borularla +4 derece sıcaklığındaki depoya aktarılıyor. Süt sağımı sırasında ve sonrasında sağımhanede müzik çalıyor. Biz ordayken önce klasik müzik sonra Madonna çalıyordu. Sağımdan hemen sonra süt yolları açık kaldığından meme uçlarına dezenfektan sürülüyor. Bu haldeyken ineklerin yere yatması istenmiyor. Bu yüzden sağım biter bitmez ineklerin çitlerinin önüne yem seriliyor. Sağımdan çıkan inekler önce kana kana su içiyor, sonra bu yemlere saldırıyor; böylelikle ayakta kalıyorlar.
Süt depodan şişelere aktarılıyor ve soğuk zincir bozulmadan araçlarla İstanbul’da tüketicilere doğrudan ulaştırılıyor.
Çiftlikte süt üretimi dışında herhangi bir tarım ve hayvancılık yapılmıyor. Tüm diğer ihtiyaçlar dışarıdan alınıyor.